müflisten medet, münâfıktan nasihat beklenmez!..

dayanamıyciiim, hadi îtirâf edeyim.. son işimden de istifâ ettim. he yine kavga gürültüyle tabi. sessiz sedâsız işten ayrılamam ben. bu sefer üç şâhidim vardı çalışanlardan. başımıza müdür diye koydukları kıtipiyozla kapıştım. epeydir takmıştım zâten kafaya ama aynı ofiste olmadığımız için, gözümden ırak cehenneme direk gibi duruyordu şerefsiz. neyse işte onbeş gün olmuş aslında işten çıkalı.. günler su gibi geçince unuttum size söylemeyi. hâlbuki benim ağzımda bakla ıslanmaz, nasıl da atlamışım bu dedikoduyu. aman annem duymasın! açlıktan öleceğimi filân sanır hemen. o kadar da demişimdir;  ” annecim aç mezarı gördün mü sen hiç..” diye. hem bu benim kimbiliiiir kaçıncı işim. bir gün üşenmesem de, yapsam şunun listesini ama birkaç gün lâzım bunun için. hem hâfızam kötü, hem de zaman ister epeyce.

abicim mesele şu: işin içine haksızlık girince çenemi tutamıyorum. bu ister benimle ilgili olsun, ister çalışma arkadaşlarımla, ister işin kendisiyle. herkes herşeyden şikâyet eder, toplantı yapılsın ben şunu söyleyeceğim, ben bunu söyleyeceğim diyen kimselerin hepsi toplantı günü dut yemiş bülbüle döner. bense bir gece önceden notlar alıp, sıkıntıları filân söylemek için hazırlık yaparım. sonra da toplantıda çalışanlar içinde bir tek şikâyeti olan benmişim gibi, iyot misâli ortada kalırım. bu defâ karışmadım kimsenin işine. valla bak! ama sattığım şeyin karşılığını alamazsam deliririm. hele bunu benim yerime müdür alıp da çatır çatır yerse çok sinirlenirim, harbiden dağıtırım ortalığı. öyle de oldu..

dümbük müdür öncelikle sürekli işimi bozmaya çalıştı. ben sattıkça, o sorun çıkardı. sanırsın ki; satmak istemiyor. fiyat belli, pazarlık payı belli, satış gerçekleşmiş, müşteriyle el sıkışılmış, amcam durduk yerde olmayacak sorunlar çıkarıyor. canı istemeye görsün; yapılan pazarlığı kabûl etmiyor. neymiş efendim o gün canı indirim yapmak istememiş. ulan deyyus, pazarlık payını belirleyen ve bunu bize söyleyen sensin! niye şimdi iki dakkada vazgeçiyorsun?! bâzı dâirelerin tapusu diyelim ki toprak sâhibinin üzerinde, bana tapusu bizde diyorsun. satıyorum, bu defâ yok efendim, yanlışlık olmuş, beklemesi gerekiyormuş müşterinin. hayvanoğluhayvan! adam kredi çekecek, tapusuz mala hangi banka kredi verir ve niye seni beklesinler?! üstelik satarken tapusu bizde demişiz. hayır yâni, çalıştığım firma da eften püften bir yer değildi. adamlar bunun hatalarını sürekli örtmekten sıkılmışlardı belli ama kimseyi işten atma gibi bir âdetleri yoktu. sonradan baktım, bununla bu iş olmuyor, satışın bitme aşamasında doğrudan patronları aramaya başladım. adamların işine geliyor tabi, satış olması. öyle böyle paralar da değil bunlar hem. ortalama 2oo bin dolarlık dâireler. mâliyetini ne siz sorun, ne ben anlatayım.. neyse işte ben artık patronlarla işi bitirmeye başlayınca bu herif acayip rahatsız oldu. yaptığım satışların aysonunda maaşla birlikte prim olarak elime geçmediğini görünce iyiden iyiye cozuttum. bu arada baskı farklı şekillerde üstüme gelmeye devâm ediyordu, son iki ayda işten çıkış saatlerim dört kere evet yanlış duymadınız dört kere değiştirildi. son gün bunu bahâne edip patladım. gâliba onun istediği de buydu. hem neden bu kadar sinirli olduğumu sorup, hem sâkin olmam için bana sesinin tonunu yükseltince zıvanadan çıktım.  istifâ etmek istiyorsam mektup yazmam gerektiğini söyledi. yazayım dedim ama gerekçesini kendi belirlemeye kalktı. ben istediğimi yazarım dedim ve mektup elimizde paralanmış olarak kaldı. evet, bolca küfür ettim. paramı bile almadan kapıyı vurup çıktım (paramı gönderdiler sonradan, şimdi hak yemeyeyim).  patronlar tabi neler olduğunu tam bilmiyorlar, hem bilseler ne olacak ki.. kaç yıldır böyle bir adamla çalışıyorlar, farkında değiller mi yâni olan bitenin. beni geri istedikleri haberi gelince, cevâbımı gönderdim. o adam gitmeden bir daha o kapıdan içeri girmem. üstelik beni geri isteyen bir tek patronlar değil, kıtipiyoz adam da öyle söylemiş. ”aa niye öyle sinirlenip gitti ki candan hanım, anlamadım..” demiş üstelik. :))

zâten ben de sıkılmıştım iyiden iyiye.. sürekli mücâdele iyi güzel de, nereye kadar.. ve neyle mücâdele? onu bi’ anlayabilseydim. yok, olmadı işte yine. ben sabırsızım. kabûl. bir yerde hata yapıyorum ama nerde? hep mi başkaları haksız? yooo, öyle bir şey demiyorum ama nâmusunla iş yapmak istiyorsan, hep bir pürüz çıkıyor karşına. tapu bile alamazsın nâmusunla. hem de vâr olan tapuyu. sıkıysa rüşvet verme.. yok, bizzat vermedim ama bilen bilir bu memlekette devlet kendi eliyle kendini dolandırıyor. bir tapu dâiresine gidin bakalım, 200 milyara aldığınız dâire bedelini kaç para üzerinden gösteriyorlar.. taş çatlasa 50 milyar. ee, tapu harcı neye göre düzenleniyor? evin bedeli üzerinden. belediyelerle, tapu dâireleri ortak üçkâğıt yapıyorlar anlayacağınız. devlet kendi kendini söğüşlüyor, bu nasıl bir mantıktır Yârabbi?! sonra yok efendim vergi kaçırıyorlar, yok bilmemne!..

Yalçın Küçük’ün sürekli bahsettiği TİT düzeninin içinde yer almak bana bir şey kazandırmadı, tiksiniyorum artık bu işlerden. kaldı ki ben basit bir işçi sayılırım. iyi paralar teklif ederler satış karşılığı, ama çoğunlukla alamazsınız. içinde bulunduğunuz projeyi çok iyi analiz etmeniz gerekir, aksi taktirde SATYAP’çıların elinde oyuncak olursunuz, pek çok mâsum vatandaşla birlikte. çok riski ve pisliği vardır bu işlerin. ne olduğunuzu bile anlayamazsınız. işin içinde çok ciddi rakamlar döner ve kimse asla sizden daha az kazanmak istemez. o yüzden biraz uyanık gördüler mi, ayağınızı kaydırmaya çalışırlar.

bir keresinde çalıştığım bir firmanın gayrıresmî hesaplarına göz atma şansım olmuştu. gelen paranın nerelere gittiğini görünce dayanamamış ve kendilerinin bu duruma göre çoktan iflas etmiş olmaları gerektiğini ve gelen paranın neden inşaata değil de başka yerlere aktarıldığını sormuştum. verilen cevaplar beni hem tatmin etmedi hem de acayip midem bulandı. iki gün sonra işe sürekli geç geldiğim ve son üç gündür de gelmediğim gerekçesiyle işten çıkarıldığımı bildiren bir mektupla karşılaştım masamın üzerinde. gerekçe komikti elbette. ama gülemedim. eve gidip ev sattığım bütün müşterilerimi tek tek aradım. hemen bir avukat bulup inşaata tedbir koydurmalarını istedim. kimi hemen dikkate aldı, kimi beni suçladı, kimi paniğe kapıldı. ama sonuçta şimdi hepsi evlerinde oturuyor. o firma ne mi oldu? tam tahmin ettiğim üzre, iki ay geçmeden ortadan toz oldu. neyse kimsenin âhı, kimsede kalmıyor.. duyduğuma göre hapistelermiş şimdi.

anlattım da ne oldu..? rahatladım mı şimdi? yooo.. ama olsun, belki alınacak bir ders filân olur. nasihat haddim değil ve musîbet her zaman daha iyi iş görür, bilirim.

46 responses to “müflisten medet, münâfıktan nasihat beklenmez!..

  1. Candan Hanim,
    Gerci 2 hafta olmus artik uzulmessiniz emme ben yine de diyeyim…
    Takmayin efenim takmayin… Size ismi yok di mi ama???

    Bi de o lavugun adres ve telefonunu verirseniz ben kendisine bi kac tane iri kiyim zeballah gibi zencilerden yollayim :)

  2. :) yok yau ne üzülücem Fatihcim ciğerim.

    zencilere de ayıp olur. lâvuk zâten bi’lokma, şimdi demesinler; ” Fatih Abi sen bizi bunun için mi oralara kadar gönderdin?!”
    hem ben baktım icâbına o işin, merak etme sen. benim Allahım var. :))

  3. Valla ne diyim candan hanım. Şerefsizlik geçer akçe olmuş. Namusuyla, çalıp çırpmadan çalışmak isteyenler de enayi oluyor bizim gibi.

    Bu arada blogun eski hali bence daha güzeldi. Bu hali çok siyah, ben önümü bile göremiyorum. Yazılar da hakkaten çok küçük. Driimzeeeekt, gel yardım et candan hanıma.

  4. ahh candan.. işsiz kalmana üzülmedim.. hep derim işten çok iş ortamı önemlidir.. iş bulunur aramaya inanmak gerek ama ortam yaratmak zor sanki…
    “…nasihat haddim değil ve musîbet her zaman daha iyi iş görür,” musibet konusunda katılmıyorum ama dedin ya nasihat haddim değil..:)))

    sevgiyle

  5. EverFever,
    boşvermişim, boşvermişim, boşvermişim dünyâya, ağlamak istemiyorsan sen de boşver dünyâya.. diye bir şarkı vardı o geldi aklıma şimdi. bütün sevenlere gelsin. :P

    yazıları söyledim Halid’e, yazdığımı bile okuyamıyorum diye ama hastaymış da, bilmemne de.. güyâ hemen bakacaktı. görür gününü o. patlıcan yapmıycam işte cumartesi günü.dur ben yine değiştireyim bunu, o kadarını yapabiliyorum canım. :)

  6. İkonacanım,
    sana ne diyeyim.. diyeceklerimi gâyet ağlak bir ifâdeyle yazdım bloguna. o kadar özledim ki seni.. bir de Keşkül’ü.. o da yok ne zamandır.. yapmayın böyle ya, valla çok özlüyorum. zâten o kadar azsınız ki!

    hoşgeldin gülüm çokhoşgeldin!
    candan sevgilerimle..

  7. Sevgili Candan..hayırlısı neyse o olsun…
    Hem senin gibi cici bir insana iş mi yok sanki..:)

    en kısa zamanda görüşmek dileğiyle..
    selamlar..

  8. İyi yapmışsın bence. Her işte hayır olduğunu düşünürüm ben. Muhakkak bunda da vardır.

    Günaydın. Nefis bir güne açılsın sabahın :)

  9. Sevgili Cano Hanım,

    Sizin bu halinizi ben çok seviyorum. Sizin her halinizi seviyorum yaw ben! Boşverin, ittir edin öyle zepevenkleri! Etmişsiniz de zaten. Hem size iş mi yok, siz siz oldukça iş bulmanız sorun olmaz bence.

    Bunları yazmama bile gerek yoktu. İçinizden düşündüklerinizi bir de ben tekrar edeyim dedim sadece.

  10. Candan hanım…iş olarak sırf blog yazarlığına ne dersiniz..istediğiniz saatte gelebilirsiniz,çay kahve sizden olduğu için sınırsız …sigaranızı ocak tan yakabilirsiniz ve istediğinzde ekranı kapatıp Taksim beyoğlu…

  11. işte asma geri geldi, sana kibarcıklık yakışmıyor asma hanım, böle kendin gibi yaz;)
    sen sen olduğunda, ben ben olacağım.konuya binaense , ittir et , zengin herif bulalım sağa;))
    daya sırtını yemek yap, ütü yap, seviş.
    bundan ala hayat mı olur gülüm;)

  12. Canım benim Allah hakkında hayırlısını versin.Vardır olanda bi hikmet.Catır catır yedi diyorsun ya fitil fitil gelir burnundan onun Rabbim kul hakkıyla gelmeyin bana diyor!Allah’a havale artık ne diyelim.Öperim gülüm..

  13. Sevgili Athwartmonad,
    he ya hayırlısı neyse o olsun.. :) olanda hayır vardır derler…
    di mi ya, bana iş mi yok.. eşek olana.. :))

    en yakın zamanda görmek istiyorum sizleri. ev ahâlisine de selâmlar, sevgiler, candan!..

  14. Handancım canım..
    hep derim; senin bu gülümseyen günaydınlar’ın çok sâhici geliyor bana. iyi ki varsın..

    iyi yapmışım di mi? onay almasam olmaz! :))
    sana da hârika bir gün olsun, tüm okuyanlarla beraber. :)

  15. Cano Hanım bunlar “benim” deyyuslardan da deyyusmuş ayol. Bu arada, piyasada ne çok deyyus var değil mi. Yazınızı okuyunca içim ferahlamadı da değil hani, bak sadece sana olmuyor Candan hanıma da olmuş diye :) Ayy dayanamayacağım anlatacağım başıma geleni ben de, gülüp stres atalım biraz. Şimdi ben bir kargo firmasına girmiştim üç hafta evvel, fakat oranın adını yazmakta dahi güçlük çeken müdür bozuntusu beni bir hafta boyunca “sen burada çalışamazsın, burası sana uygun değil, bırak bu işi” diyerek taciz etti sürekli. Bunun nedeni sanırım ondan daha eğitimli olmam ve görevden alınacağını, onun yerine benim görevlendirileceğimi düşünüyor olmasıydı (böyle birşey benim aklımın ucundan bile geçmemişti oysa), zira bu işi yapamadığı gün gibi aşikardı. Bilemiyorum, bu tür insanların ne düşündüklerini hiç çözemedim zaten ben. Her neyse, ben de istifa ettim ve o gün bir başka şubenin müdürü bana gelip “Ayrılmanızı istemiyoruz zira müdürün işine son vereceğiz ve onun yerine sizi müdür yapacağız” dedi. Önce kabul etmedim ancak o kadar ısrar ettiler ki dayanamadım ve kabul ettim ve bir başka şubede eğitim görmeye başladım. Sonra bir gün “maalesef üzgün olduklarını ve şubenin kapatılıp acente olacağını bu durumda da benimle çalışamayacaklarını”bildiren bir telefon aldım kendilerinden. Acenteyi açacak olan da elbette ki o müdür. Ki bu adamın yapılan teftiş sonucu kasasında yüklü bir miktar açık çıkmıştı :) Sonradan genel müdürden torpilli olduğunu da öğrendim ve hiç şaşırmadım :) Parayı veren düdüğü çalıyor, işler bir miktar böyle yürüyor bu memlekette.
    Bana yapılan muameleden ziyade bu gerçeğe üzülüyorum (üzüntümü atacak derecede çok çemkirdim zira hepsine ;), bu durumun değişeceğini ise hiç sanmıyorum bu zihniyetle.
    Bu sadece bir anımdı, diğerlerini de bir ara yazarım belki :)
    Ohhhh çok iyi yapmışsınız derim son olarak, ağzınıza sağlık :)
    öpüyorum, iyi bakın kendinize.

  16. Metin Bey,
    ne diyim ben şimdi size yau.. acayip yüzüm kızardı ( he valla hâlâ kızarıyor benimki..).. ben de sizi çok seviyorum! önce ben söylemiştim hem. :))

    doğru valla ben ben oldukça bana iş çok ama değişmem gerekiyor. de, nerden başlayacağımı bilmiyorum. kesin bir hata yapıyorum ama ne..?
    bakmayın o çokbilmiş hallerime siz, kötülük karşısında çok çâresiz kalıyorum. nasıl yapıldığını bilmediğim için, hiçbir zaman gardımı da alamıyorum, B plânım da olmuyor ve hep dediğim gibi iyot gibi açıkta kalıveriyorum.
    amaaaan, boşverin yau, sıkmayın canınızı! iş de bulunur, aş da ama aşk..? heh işte bütün mesele de bu! :))

    eksik olmayın..

  17. Derin Hocam,
    siz var ya siiiz.. yau nasıl oluyor da içimi okuyuveriyorsunuz bi’ çırpıda..? ayrıca analiz gücünüze ve yazılarımın arasında yitip gitmeye mahkûm bazı satırları nasıl da özenle aklınızda tutuyorsunuz. bravo!

    son zamanlarda çok kötü performans gösterdiğimi biliyorum yazılarımda. dediğiniz gibi olsa da ben de keyifle yazsam-okusam durmadan, başka ne isterdim ki..

    seviyorum sizi! :)

  18. ya Erdim Bey ya..!
    beni en son ne zaman ve kim görmüş kibar olarak? ha, soruyorum size.. kim görmüş?!

    tamam anlaşıldı, asma bahçelerimden beri beni okuyan birisiniz ama bu biraz haksızlık olmuyor mu? siz de biraz bana çekseniz de kim olduğunuzu diyiverseniz ben de rahatlasam..? nasıl olur?

    bana öyle ”gülüm” diye hitâp edecek kaç kişi var diye düşünüyorum da bulamıyorum bir türlü, çünki erkeksiniz.. ama dediklerinize harfiyen katılıyorum. şu ”koca”yı bulsak iyi olacak artık. sırtımı dayamak için filân değil. ben sırtımı Allah’a dayamışım zâten.. ama çalışmak istemiyorum artık. rûhuma ters bu. çok mu fazla duygusallaştım bunu söylerken onu da bilmiyorum. ama özüme dönmek istiyorum. ütü yapmak, yemek yapmak istiyorum evet. evimde oturmak, yazı yazmak, bolca okumak istiyorum. yeter yâhû! diğer konuya burda değinemem, zirâ; çocuklar da okuyabilir burayı.
    kibar değilsem de düşünceli olmaya çalışıyorum. yoksa söylenecek çok şey var!

  19. Vecihecim,
    ben havâleyi yapmıştım zâten. hattâ provizyonunu bilem ödedim. :)) ama senin de ağzına sağlık canım. heh söyle, söyle.. valla iyi geliyor! ;)

    ben de öperim mucukslars…

  20. Sevgili Vaveylaa,
    az evvel sizi linklerime ekledim. bunu yapmam için bâzı kriterlerim oluyor genelde.. aslında daha önce niye yapmadığımı soracak olursanız, valla unuttum. :)) hârika anlatmışsınız olan biteni. ağzınıza, elinize sağlık. sizi tanıdığım için kendimi şanslı sayıyorum. bunun sebebini ilerleyen zamanlarda belki bir gün söylerim size. ama bu tür şeylerde hiç yanılmadım. Allah da yanıltmasın!..

    ben size isminizle hitâp etmek isterim, sakıncası yoksa.. ama isminizi bilmiyorum.

    ben de öpüyorum anasını satayım! :)))

  21. Çok tatlısın Cano sen, bide herhalde siz demeyiz artık birbirimize. Ben resmi olmayı sevmem sevdiğim insanlarla, o insanları niye sevdiğimi de bilmem aslında, altıncı hissim seviyo galiba onları önce :) O kendini şanslı sayma durumu bende de mevcut, keşke daha önceden sesleneymişim diye de az hayıflanmadım bu nedenle.
    Az kaldı unutuyordum adım Sevgi. Candan ile pek bir uyumlu oldular değil mi :)
    Bir de eklemem gereken bişey var ben pek bir cıvıklaşırım arada, hani baştan söyleyeyim de bilmiyodum olmasın :=)
    Anasını satmış iken bir kez daha öpeyim o halde ;)
    Candan sevgilerimle…

  22. Nihayet özgürleştin.
    Bunu kutlamalısın…

  23. Sevgili Sevgi, hehe ne güzel oldu bu! :)
    ne güzel konuşuyosun sen öyle. n’oolur hiç susma.. :))
    cıvıklık benim de genel hâlim. ama dikkât ederim. samimiyetle lâubâliliği karıştırmamaya çalışırım. sende de bunu gördüm, o yüzden bu kadar çabuk cıvıdım. :)
    öpüyom yine anasını satayım, dayanamıyciiim!
    candan sevgilerimle.. ay imzâmız olsun bu bizim! hehe.. :))

  24. O’sunsen!
    nerdesin sen?! niye hiç yazmıyorsun sen?! kaçaksen!
    ben harbiden de az sonra kutlamaya gidiyorum. özgürlüğümü değil canım, o hep mevcut ama kutlamak aklıma gelmiyo. en iyisi mi kutsatayım onu ben. ;)

  25. şöyle bir görüneyim dedim.. artık sadece görünmem bile birilerinin içine korku salacak buralarda.. :)

  26. aaa sen mi geldin Halid?! canııım hoşgeldin.. :))

    tikat tikat! sayın blog sâkinleri!
    bu saatten sonra blogumda görünen her türlü abukluktan ve fiziksel görüntümdeki olabilecek yamukluktan bu DREAMSACT HALİD BEY sorumludur. savcılığa da notumu düşeyim.
    blogumun şifresi elinde olup, her türlü tehditi yapmaya elverişli biridir kendisi. haberiniz olsun. heh! söyledim rahatladım. oh!

  27. en güçlü darbe rakibin beklemediği yerden vurulan darbedir..

  28. diğeradıylakaprisböceği

    candan’ım cananım :)
    haksızlığa gelemeyen gankam benim.
    bişey etmeyi unutmadınmı gari sen geçenlerde? hani … köydeydinde, hmm :(
    anladın sen onu :)
    mucx!

  29. Selamun Aleyküm Candan Abla;

    Abla bizde okulda action yok diye ağlıyoz :D Sen tut o işten o işe geç dur. Hem de insanlara yanlışarını göstere göstere. Helal olsun :D Ama daha teknik yöntemler geliştirmeni tavsiye ederim. Bir şekilde insanlar düzelir. Tabi zaman ve emek harcamak lazım. İnşallah o da olur :D

    İyi günler, Allah’a (c.c) emanet olun…

  30. Candan dan dan dan….. blogcunoktakomdan bağırınca böle eko yapıyo. :p
    Tamam cıvımıcam, söz. Çiçek bıraktım sana bloumda anneler günü münasebetiyle. Bi kaç gün yokum o nedenle şimdiden vereyim dedim hediyemi. Seçenek te yaptım seç, beğen, al. Burdan da kutlayayım anneler gününü “Anneler günün kutlu olsun Candan” :)

    Candan Sevgi”ler :))

  31. Canikom yaa, sen kocayı da döversin bir huyunu beğenmediğinde. :(
    Ben çok ciddi olaraktan define filan bulmanı dilerim.
    o zaman rahaaat rahat bize urada güzel yazılar yazarsın.:) .İttiret kocayı. :P

  32. :) cancağızım…Anneler gününü kutluyorum önce yüreğimin en sıcacık kuytularından bir avuç buseyle…Rabbim evladınla nice zamanları huzur, mutluluk ve sıhat içerisinde geçirmeyi nasip etsin sana…
    iş hayatında yaşadıklarını yine kendi lisanınla anlatıvermişsin:) ellerine sağlık ve de geçmiş olsun..kişi de Allah korkusu olmayınca elden ne gelir….ama eminim kapanan bu kapı açılan diğer bir kapı sebebiyledir…:)
    İnşaat sektörüne el atıyorum bir aya kadar:)üstadım/eşim in gölgesinde…daha pek terü taze olacağız…yoksaa -para kazanmaya başladığımda hala kıymetini bilenlerce havada kapılmamış isen haberleşelim;)- kaçırılır mı sen gibisi..?!

  33. Aha bakınız iş teklifi de hazır peşin peşin. (Bkz: MYılmaz Hanım) Daha ne istiyonuz a canım Cano Hanım?!

    Bu arada anneler gününüz şimdiden kutlu ossun efenim!

  34. Kutlarım anneler günüzü candan anne öperimellerinden :))

  35. geldim, geldim de senin gelmeni bekliyorum.. yeni yazı yeni yaz(g)ınla…

  36. sevgili candan hanım, anneler gününüzü kutluyorum.
    selamlar

  37. allah allah, hayır inşallah, moderasyona niye takıldımkine şimdi, burası beni bilir. sorgusuz sualsiz buyur eder.

  38. mutlu olasın Anneler gününde.sadece bu günde değil ömrün yettiğince.

  39. Darbeder Drimzekt Bey!
    kendinize geliniz, zirâ sizi, sizin yazdıklarınızla bir değil, bin kere vurabilirim ona göre. ;)

  40. Gaprisli böcüğüm,
    valla beni kapatıyolardı o gün, ondan dönemedim ben sağa, sola bekârköy’den.. ;)
    ama en yakın zamanda inşallah! öperim ve dahi kucuk yaparım. :)

    Doğucum;
    valla benim hayâtım action olmuş. al bunları piyes yaz işte ne duruyon?.. :) ayrıyetten gâyet teknik dövüşürüm, lütfen yâni! ;)

    Sevgili Sevgi gi gi gi!…
    aldım kabûl ettim çoktan, çok teşekkür ederim..
    kır çiçeklerinden bir demet sana da, ana yarısısın ne olsa.. ;)

    Sâlihacım,
    uyy senin ağzını yirim ben! ne güzel şeyler diyon sen eyle.. :))
    birini dövmüşlüğüm var yalan yok. ama haketti be şekerim. çirkefe taş attı ben ne ediim. ;)

    Manolyam,
    bilmukâbele.. her zaman yanımdasın ya, daha ne isteyeyim.. kapıldığım için değil de ne bileyim mecbûriyetten girmemişsem bir işe (o da önemli değil, hemen istifâ ederim) emrinize âmâdeyim efenim.. :))
    anneler günün özellikle kutlu olsun! çünki sen gerçekten çok özel bir annesin.. benim güzel Allahım hep iyi günler göstersin size..

  41. Hay Allah! yanlışlıkla enter’a bastım, bir yorum daha fazla görünecek. aslında tek bir yorum içinde cevap yazmamın sebebi, suni olarak yorum sayısını arttırmamak. devâm ediyorum..

    Metin Bey,
    siz ve sizin gibi dostlar olduktan sonra ben aç kalmam ki.. ne güzel, hep güzel şeyler diliyoruz birbirimize.
    ben de bu vesile ile eşinize hörmetlerimi sunar, selâm ederim efenim..

    Mafrakcım,
    çok teşekkür ederim, el öpenlerin çok olsun e mi! :)) ben de seni öperim..

    İkonamcanım,
    geleceğim bu gece.. her an yeniden yazılmakta olan yaz(g)ımla..

    Irmak Hanım,
    öncelikle çok teşekkür ederim.. Allah size de nasîb etsin inşallah..
    yorumunuzu moderasyonda görünce ben de şaşırdım. bu wordpress hep yapıyor bunu nedense, bir tek size değil. ki siz de bilirsiniz, kullandınız. neyse ben kurtarırım sizi akismetin elinden merak etmeyin. :)

    Filizim,
    bilmukâbele gözüm.. sen de herşeyin en güzeline lâyıksın. Allah bizi bizden ve evlâtlarımızdan ayırmasın..

  42. Cano Hanımcığım,

    Mukabelenizi okudum efenim. Bir de buradan kutlayayım dedim anneler gününüzü. Her gününüz, anneliğinizin hatırlandığı, sevildiğiniz, özlendiğiniz gün olsun.

  43. EK:

    İkilemeler yeniden ellerinizden öper efenim. Bkz: İlgili makale ve kuyruğundaki meşazım.

  44. Metin Bey,
    tekrar teşekkür ederim efenim.. âmiiin!

    ben ya ikileyeceğim yakında ya da öpücem onları tek tek.. ya da çift çift. ne bileyim karar veremedim şincik. meşazınız gözümden kaçmamıştır netekim!

  45. candan hanımcım, size kek yaptım, hemi de çikolatalısından. sitemlerinizin karşılığı.

  46. Irmak Hanım,
    çok teşekkür ederim. geldim, gördüm, yemiş kadar oldum. :))
    eyvallah..

zeyl için bir cevap yazın Cevabı iptal et