şöyle fiyakalı şeyler yazasım var ama lâf olsun diye yazamam ki.. var da, nasıl olacak o dediğim..? geçtiğimiz salı gününün akşamı boğazıma dikenli teller çekildi. beynimde ne kadar sıvı varsa, burnumdan geldi. gelmeye de devâm ediyor. ulan nerde/nasıl birikmiş bunlar?! sol gözüm kapandı kapanacak. ne hikmetse tek taraflı bi akıntı. en son burnum akalı kaç yıl oldu hatırlamıyorum bile, o kadar eski yâni. yok öyle grip aşısı falan olanlardan değilim ben. hattâ kulaklarım, ” antibiyotik alsana, şunu içsene, bunu yutsana” diyenlere tıkalı. hastalık hastası bi milletin nüfusuna kayıtlıyım ya; umurumda değil. istemem! ıhlamurdu, baldı, karabiberdi işimi görür benim. dünden beri bir de öksürük yapıştı yakama. uzun süre bırakacağa da benzemiyor. oh olsun bana! sigarayı iki pakete çıkarırsan olacağı buydu (kızım, verdin Metin Bey’in eline kozu! öğrenemedin mi huyunu?!)..
ne diyodum ben; heh, fiyakalı şeyler yazmak.. yâhu fiyaka dediğin nedir ki; adam yazar tuğla kalınlığında şeyler, lâkin, bıraktığı tat da tuğla gibidir (evet daha önce tuğlanın tadına baktım, başka bir çok şey gibi. niye şaşırdınız..? çimenin de tadına baktım ben, samanın da!). tatsız ,tuzsuz, yavan şeyler yazmaktansa, adımı bile yazmamayı tercih ederim. gerçi benim adım hiç de yavan değil ya! ahaha! :P
dün, akşam yemeğinden hemen sonra sızmışım. gözümü açtığımda sabaha karşı 03:30 falandı.. ayaklarım beni mutfağa doğru sürükledi. masanın üzerinde pırıl pırıl parlayan koca bir kâse caneriği ve kayısı vardı. tatlarının neye benzeyeceğini umursamayarak, bi taraftan atıştırarak salona doğru yola koyuldum ve televizyonu açtım; uykuma kalan yerden devâm etmek için. televizyonda ceviz kabuğu seyrediliyormuş demek en son, hemen o çıktı. nerdeyse bitmek üzereydi. deniz gezmiş’in ağabeyi bora gezmiş vardı. daldım gittim konuşulanlara. neresinden bakarsan bak; fiyakalı bir yaşamdı deniz gezmiş’inki.. biz şurda fiyakalı iki lâf edeceğiz diye didinelim. boş işler bunlar be güzelim! acıyorsam sana ne olayım çocuk; can baba’nın dediği gibi.. helâl olsun, helâl olsun!..
İNİKÂS 
Cano Hanımcığım,
“oh olsun bana!”
Oh olmasın diyecektim ama vazgeçtim bir sonraki cümleyi okuyunca!
“sigarayı iki pakete çıkarırsan olacağı buydu”
Başka bişi olacağını mı sandıydınız, hı?
“(kızım, verdin Metin Bey’in eline kozu!”
Fırsatı kaçırır mıyım, hı?
“öğrenemedin mi huyunu?!)..”
Nhahhah!
(Bu arada benim de kulağım duymuyo, gözüm görmüyo, ateşim 38, yorgan döşek yatamıyom lakin, çünküm yetişmesi gereken bi ilan var, eşşek gibi ona çalışıyom hasta hasta -aha bi ikileme daha Cano Hanım!)
Bu arada, daha sık yazın lütfen, canım çok sıkılıyor bugünlerde ve sesinizi duymak ilaç gibi geliyor.
Ne len bu dışardaki tezahürat, çatapatalar filan? Kanarya kuşu aslanın kuyruğunu kopardı sanırsam. Hay Allah kahretsin. Cano Hanım, görüyor musunuz işi? Bu Cimbom iflah olmadı gitti. Yanarım yanarım ona yanarım.
Ne kabayım ben, ne hıyarım! Onca lakırdı ettim de “geçmiş olsun” demeyi unuttum! Allah kanarya kuşuylan birlikte beni de kahretsin!
nihahahaha!!! :))
o duyduğunuz ormanın kralının ayak sesleri Metin Beyciim! nihahahahaha!!! :)) hastalıktan ağzınızdan çıkanı kulaklarınız duymuyor sanırsam.. :P
ben de yatmıyom yatak döşek. yerimde kim olsa en az 1 hafta rapor alırdı valla. ama ben böbreğimle ilgili sorun olmadıkça, öyle bi şey yapmıyorum. 21 yıldır çalışıyorum, hastalık yüzünden izin aldığım 2 ya da 3 keredir, iş yoğun olsun, olmasın. o da dediğim gibi böbrekle ilgiliyse..
efenim duacınızım.. size de geçmiş gitmiş olsun netekim! sevgili kardeşim murat’a da buradan teşekkür ederim. notebook’tan yazmak da pek zevkliymiş mirim. ;)
çay?
ha bir de yeri gelmişken, blogumda kahır ve bela sözcüklerini kullanmak bir süreliğine yasaklanmıştır. kamuoyunun bilgisine arz ederim efenim!
Anaaa! Öyleymiş valla! Zaten miniminnacık bi aciz (hemi de renkleri de bi tuhaf) kuşun ormanlar kralını altettiği nerede görülmüş?!
Ayrıca böbrek demeyin de ne derseniz deyin! O iki hain taştan kurtulamadım gitti…
Ve de bundan böyle yasağınıza uyacağımdır, kahır ve bela sözcüklerini kullanmayacağımdır. (Bütün Giritliler yalancıdır!)
Çay mı didinizdi demin?
buyruuunnnn davşan ganı çayınıs gomşuuu!! giritliydinis di mi sis? :P
kuşlar konusundaki engin bilginize heyran kalmişem! pek güsel didiniz, eee daha daha… :))
aaaa, iki hasta varmış burada. ben birine geçmiş olsun diyeyim derken, ikinize de geçmiş olsun o zaman. ve aslında, yarın çalışacağım estağfurullah eşşek gibi, bu geceden anneler günün kutlu olsun candan diyecektim:)
not: eşek de yasak kelime midir bilemedim, kusursa affola…
ah canııımmm sağol elektram sağol! senin de günün kutlu olsun bu arada.. :))
hahaha eşek serbest çünki ben de o sınıftanım. amele yani! ;)
Dünyanın bütün amele ve rençberleri ittifak ediniz. Zincirlerinizden gayrı kaybedeceğiniz şey yoktur. Ayrıca merkeplerin de gözleri güzeldir.
Elektra Hanım, sağolasınız.
Cano Hanım & Elektra Hanım ve dünyanın bütün valideleri! Gününüz kutlu, gönlünüz her daim mutlu olsun.
Cano Hanım, çay Andromeda’dan mı gelecekti? Gelinceye kadar buz kesecek, bense soğuk çaydan tiskinirem.
Hastalara geçmiş olsun!
Bu hafta hava yine soğuk olacakmış, koruyun kollayın kendinizi, mikroplar devriye gezmekteler.
Not: Candan, sen ki fiyakalı yazının kralını yazmışsındır, lafı mı olur?
:))
ay Metin Beeey ahanda çayınız orda! 3 yorum yukarda! işimiz var canım sizle..
merkeplerin de başkaca güzel bi yerleri yohtur sanırsam..?
ay mersiiii ekmekçikızhanımcııım! :))
o mikropların ben ta …..!
gözüm abartiysen! yapma bele.. mahcup olirem! yapamirem! yazamirem!
fiyakalı lafların peşinden koşanlar mı “edebiyat” belasını başımıza sarmıştır, (dııııtttt bela yasak kelime! kapatılmadan önceki son uyarı) yoksa fiyakalı lakırdılar mı edebiyatçıların yakasını bırakmamıştır?
neyse, ne önemi var ki!
cümlenize geçmiş olsun.
mühim not: eğer ateşiniz varsa ve yeşil balgam çıkarıyorsanız. bilin ki akciğerleriniz saldırgan bakterilerce istila edilmiştir. antibiyotik almayıp bakteri kahrı çekmek de bir seçim olabilir pek tabii.
(dıııt dıııt dıııt ikinici yasak kelime! sistem kapatılıyor!)
tekrar giriş yapılamıyor
tekrar giriş yapılamıyor
tekrar giriş yapılamıyor
:)) âlemsiniz Edip Bey!
ben it gibi fiyakalı lâfların peşinden gidicem valla. baktım, onlar bana gelmiyor..
Selamun Aleyküm Candan abla;
Abla Allah acil şifalar versin. İki paket sigara da çok ama. Bir paketle idare et günde. Bak bırak falan diyemiyorum bile bu durumda sana.
Ben seçiyorum ya fiyakalı lafları abla. Hemen bi tane yazayım buraya :)
“Bir kişinin, kendisini ele vereceği endişesiyle hakikattan korkmaya başlamasından daha büyük bir bedbahtlık olamaz.” (Pascal)
Tekrar geçmiş olsun, Allah’a emanet olun…