yorgunum, yor günüm..

hızlı yaşıyorum bu aralar.. sindirememem bu yüzden hayâtı. sabahın sekizinden, gecenin bir vaktine kadar trafikteyim. elime bir tabanca verseler ve bütün salakları vursam rahatlayacağım. böyle de öfke doluyum anlayacağınız. aldırmamak elde değil. hava sıcak diye mi bilmem, beyinleri hepten sulanmış bunların. gözümün önünde tam dört kazâ oldu bugün. bana da yaptıracaklardı ve başkalarına da ama Allah korudu herhâlde, refleks filân da kâfi gelmiyor olanları açıklamak için. hepsi de salakça sollamalar yüzünden. sinyâl vermek falan yok tabi, lak diye dalarsan arabanın önüne o trafikte, olacağı bu. sonra da küfür kıyâmet. yok yok, harbiden ciddi bir temizlik istiyor istanbul trafiği..

yenibosna’dan eve ikibuçuk saatte zor geldim. adım adım.. aradabir kontağı bile kapattım. allahtan suyum, ıvır zıvır yiyeceklerim, sigaram vardı oyalanmak için. kitap bile okunurdu şerefsizim. ama önce okuyacak hâl lâzım kâzım. ;)  yazacak kadar da yoktu ya, saklıköy’de biraz dinlendim. yolda gelirken ece aradı. dışarıda yemeyi teklif etti, onca yorgunluğuma rağmen kabûl ettim. iyi ki de..

denizin tam kenarında bir masaya oturduk. mekân sâhibi arkadaşım da katıldı bize yemekte.. yeni bir usta getirtmiş adana onbaşılar’dan. hârika kebaplar yapıyor. ben adana yedim, ece çöpşiş. uzun uzun sohbet ettik, çocuklarımızdan, hayattan, girdiği otopsilerden, çıktığı avlardan falan.. böyle insanların varlığı bana huzur ve güven veriyor. günboyu içtiğim çaylardan, kahvelerden almadığım lezzeti aldım orada. ece ara ara fotoğraflarımı çekti yeni cicisiyle.  hiçbiri  güzel çıkmadı, ben de hepsini sildirdim. zâten yorgunken çok çirkinleşiyorum. denizse öylesine güzeldi ki, yanımda mayo olsa hemen atlardım, insanlar olmasa mayo da aramazdım ya..  ben gece yüzmeyi çok severim. başka türlü güzel.. ah tabi ya, ben bir gecedoğandım değil mi.. yok öyle değil, anladığınız mânâda yâni.. taksim ilkyardım’da sabahın 09:20’sinde doğmuşum ona bakarsanız.. aman ne saçmalıyorum yine. ne anlatıyordum ben?.. ha evet, deniz ve bir gecedoğan olarak ben muhteşem bir ikiliyiz. bayılıyoruz birbirimize. dadımızdan yinmiyor yâni.. şimdilik sâdece bakışıyoruz, sevişemedik henüz.. kimsesiz bir yavru gibi, kucağında ağlayaydım ne vardı sanki?..

9 responses to “yorgunum, yor günüm..

  1. istanbul trafiği..
    trafik..
    sıcak diyorum sıcak buraları çok sıcak.. denize gelince olanca asaletiyle yerinde oysa yetmiyor güneşimizden kaçmaya..
    deniz…
    deniz ve gece..
    ürkütüyor sonunu bilmediğin bir yolculuk gibi.. deniz sabahları güzel gün ışığı vuranda..
    veranda..
    anda..
    gece doğana gelince
    ay doğanda desek..
    neden
    çünkü illa ışık olsun istiyorum…

  2. ahh küçük bir de not : ışığı yakala…

  3. Atlantisten gelen adamin etkisi midir bilmem ama gece denizden saygi ile karisik korkarim… Ama bizim apartmanin havuzunda geceleri sirt ustu kendimi suya biraktigim ve yildizlari seyrettigim cok vakiidir…Ben de yagmurda yuzmeyi severdim ama haberlerde havuza dusen yildirimla johnny corbasi olan herifi okudugumdan beri mumkun mertebe girmiyorum…
    Florida Amerikanin kisi basina en cok araba dusen eyaletlerinden biri olmasina ragmen 3-5 seritli yollari, sensorlarla trafige gore otomatik olarak degisen isiklari ile trafikte kalmayi bir zevk haline getiriyor… Ondan dolayidir ki cop dokmeye bile araba ile gidiyorum cogu zaman… Canim SIKILdiginda atliyorum bir skyway bridge yapip geliyorum…
    Yollar hep sakin, trafik ilik gibi akiyor…

    Not :Candan Hanim, yediginiz kebaplar hakkinda agzimi acip gozumu yumuyordum ki sonra yukardaki gibi birsey yazmanin daha guzel bir revenge olacagina karar verdim :p

  4. AKISMET EFENDI!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
    BANA DA MI????

  5. İkonacan,
    çok tatlısın..
    ürkütmesin seni karanlık. neyin sonunu biliyoruz ki..? ay ille de olsun! ışık beni beklemiyor belki; ya hazırlıksız ya da erken şimdi..

  6. Fatihcan baarma!
    akismet abinle de öyle konuşma, yine yapar bakarsın. dün Bülent Bey’e, bugün de Müzmin Bey’e yapmış yapacağını. kafasını kıracağım ama korkuyorum. bana bile yapıyor bu âdiliği.

    gozel gardaşım, sen o üj bej şeritli yollarda kaçla gidebiliyon, onu de hele?! dümdüz yolları hiç sevmem. otoyoldan nefret ederim. çöpleri de bizim kapıcı döküyo sağolsun. :P

    havuz meselesine hiç girmeseydin be canım. midem bulandı şimdi. milletin ayağını soktuğu suya, değil kafamı, ayağımı bilem sokmam ben. ;)

    revenge ne ola ki?.. benim yaptığımı mı kastediyorsun? :P yok yau ben yapmadım. usta yapmış. şişleri bile adana’dan özel gelmiş. ham demirden yapılma. kromlar karartıyormuş eti. ayrıca içi tam pişmiyormuş kebabın. nâmussuzum istanbul’da yediğim en iyi kebaptı. hamdi’de bile yemedim böylesini. hani şu eminönü’nde olan. he canım, bildin mi? :)

  7. Ben o yollarda degisik hizlarda gedebiliyom….
    Mesela en son yedigim cezada uzaktan geldigini gorup frene asildigim icin 103mil(yaklasik170km) ile yakalandim… Sagolsun babacan bi amcamiz cikti da cezami 83ten verip hem hapse gitmekten kurtardi hem de cezami 300 dolar kadar azaltti….
    Neyse zaten yaris icin ozel alanlar var..orada 160-170mile falan yapabiliyoruz :p

    Ben de denizde yuzmeyi sevmem… Cunku baliklar denize cislerini yaparlar ..oyyykkkk

    Istanbul’un bir numarali kebapcisi hilton’un eski kebapcisi Sait ve onun yeri olan Sait’in yeridir :p Ama takdir edersiniz ki uzun bir suredir memleketten uzak kaldigim icin yeni yerler acilmis olabilir…
    Ben Amerikanin en iyi kebapcisini soyleyem… Bosphorus namli mekandir :p

  8. “hızlı yaşıyorum bu aralar.. sindirememem bu yüzden hayâtı……”

    İstanbul’un trafiği engel galiba hızlı yaşamınıza Candan Hanım? =) Hoş yor gününüzün noktası deniz kenarında yemekse unutmuşsunuzdur küfür etmeyi, bu engele. Ya da alışılagelmişlikse artık bu, lokma araları uygundur hala lakırtılara.
    ^-^

  9. Candan’ım ben geldim.
    Yeni bi blog açtım, eklemezsen ölürüm bilesin ;)
    Candan Sevgilerimle :)

Buzcevheri için bir cevap yazın Cevabı iptal et