her house’ın dibi aynı değil

dr. house bir şey söylemeliydi teşhis için : ” o  kadına öleceğini söyle ” dedi asistanına. asistanı bunu çok acımasızca buldu. hiç değilse birkaç tahlil daha yapılamaz mıydı.. ” çok geç ” dedi dr. house, ” metastas yapmış ve altı ay daha yaşarsa şanslı”, asistan yaşlı gözlerle ve zâlimlikle suçlayan bakışlarıyla odayı terk etti..

idâma mahkum bir zenci vardı öte yanda kurtarılmayı bekleyen, âni bir kalp rahatsızlığı geçirmişti ve hapishaneden çıkarılmasına yönetim izin vermiyordu. ne yaptı etti mahkemeden gerekli izni çıkarttı dr. house. tüm tetkiklere rağmen o genç yaşta neyin buna sebep olmuş olabileceğini bulamıyorlardı. en son, zencinin tonerle fazla haşır neşir olduğunu keşfetti. zenci, sevgilisini feci şekilde öldürmüştü ve hapishaneye atıldıktan sonra da önce bir mahkûmu, sonra bir gardiyanı ve sonrasında tekrar bir mahkûmu öldürmüştü. toner, adamın üzerinde psikolojik bir sürü olumsuz etkiye (cinâyet işlemesine kadar) sebep olmuştu ve yavaş yavaş ölüyordu. panzehiri ise alkoldü. dr. house, geceleyin bir şişe viskiyle mahkûmun odasına gitti, adam şaşırdı, ” öleceksin nasılsa ve son kez demlenmeyi hakediyorsun” dedi. birlikte içmeye başladılar, şişe bittiğinde doktor, adama gerçeği söyledi. adam bu işe hiç sevinmedi, ” neden kurtardın beni, ölmek istiyordum ve nasılsa onlar asacaklar ” dedi. ” ben işimi yaptım ” dedi doktor. 

o âna kadar doktora kızan ve yaptıklarını anlamsız bulan hastahane personeli, sonunda mahkûmun dâvâsında ifâde vermek istediklerini söylediler. yâni dâva dosyası yeniden açılabilecekti..

dr. house bir bacağı sakat bir adam. vaktiyle kesilmesi gerektiği söylenen bacağı için hiçbir tedâviyi kabûl etmemiş biri. rahatsızlığının kendi kendisine  iyileşeceğine inandığını söylemiş hep ama evli olduğu kadın doktor başka bir müdâhâle yapacaklarını söyleyip, doktoru uyuttuklarında kendilerince doğru olan tedâviyi uygulamışlar, bunun neticesinde doktor sakat kalmış, karısını hiç affetmemiş ve boşanmışlar (burası kızımın özetlediği bölüm).  

kızımın ısrârıyla izlediğim bir diziden aktardım aklımda kalanları. tıp tam da böyle bir şey işte, bu tip sorulara cevap vermeli bence. nasılsa ölecek olan birine gerçekler söylenmeli ve hasta, durumu kabûllenmeli mi ? öte yanda nasılsa idâma mahkûm olan biri için çok da uğraşmaya değmez mi?

” insan aşksız yaşayabilir ama oksijen olmadan nasıl olacak?” diye sormuştu asistanına dr. house. doğru, oksijen olmazsa hayat yok bir defâ. bir de akşamdan beri şunu sorguluyorum kafamda, acaba hormonlar çıksa aradan, aşk diye bir şey kalır mıydı? hormonları düzgün çalışmayan birilerinin böyle hikâyeleri var mıdır, kimbilir..? günümüzde sıkça örneklerini gördüğümüz  aşk denilen şey de ne sanki..? seviyeli hormonal beraberlikler olmasın..

house, her akşam dizimax kanalında saat 19:00’da. türün meraklıları için bilgi olsun istedim. bir doktor olabilseydim eğer, dr. house gibi olmak isterdim, doktor olamadık ama hasta oldum adama yav acayip bi’ şey ;)